Türkiye, iki ittifakla seçime giderken, Prof. Dr. Ümit Kocasakal twitter hesabından yaptığı açıklamalarda tarihte yer bulacak açıklamalarda buludu.
Prof. Dr. Ümit Kocasakal twitter bilgiseline Buddha’nın bir sözü ile başladı. İşte farklı o tweetler:
1:Değerli yurttaşlarım; sıkça değindiğim gibi Buddha’ya soruluyor:”Bizi nasıl kurtaracaksın?”Budhha’nın yanıtı şu oluyor:”Ben sizi kurtarıcılardan kurtarmaya geldim!” Bu saptama özellikle günümüzde kılık değiştirmiş emperyalizmin tuzaklarını bozmak bakımından çok önemli .
2:Gerçekten küresel planlamalar doğrultusunda kolaylıkla üretilebilen,kurgulanabilen,yönetilip yönlendirilebilen,parlatılabilen, çeşitli küresel projelerin”eş başkanları”yapılabilen sahte “kahraman” veya”kurtarıcılar”eliyle toplumların gerçek kurtuluşu olanaksız hale getiriliyor
3: Çünkü bütün bir toplumu “ikna etmenin” zorluğu karşısında, bunu yapabilecek bir “kahraman” veya “kurtarıcı” nın bulunması veya yetiştirilmesi çok daha kolay, pratik ve ucuz!
4: Yerim dar, isteyen lütfen Klaus Schwab’ın oluşturduğu “WEF” (Word Economic Forum-Dünya Ekonomik Forumu) mezunlarının bugün hangi ülkeleri yönettiğine, Schwab’ın açıklama ve itiraflarına,Türkiye’den kimlerin bu yapıdan çıktığına baksın!
5: Çünkü kişilere yüklenen “aşırı anlamlar”, bağlanan “umutlar” sebebiyle fikir,ideoloji, çizgi, ilke, tutarlılık, tüm bunları bir sisteme bağlayan programın bir önemi kalmıyor.
6:Bunun yerini; yıvışık ve yapışkan bir “halk dalkavukluğu”, “ceğiz, cağız”dan ibaret boş vaatler, hamaset, başta dini değerler ve Atatürk olmak üzere her türlü değerin sömürülmesi alıyor. Bu sistemde kimlik, ilke yok oluyor, kırmızı çizgiler pespembe hale geliyor.
7:. Bu sistemde aynı yolun yolcuları, sanki farklıymış ve birbirinin alternatifiymiş gibi gösterilebiliyor. Bu da en çok dini değerlerin sömürüsü esası üzerinden siyaset yapanlara,küreselcilere yarıyor. Kaybeden ise halk oluyor.
8:Çünkü bu ortamda kim kazanırsa kazansın halk kaybediyor! Çünkü halk, iktidar değişikliğini yeni bir “sayfa” veya umut olarak görüyor. Sonra gelsin yeni hayal kırıklıkları ve yeni “kurtarıcı” ve “kahramanlar”, yeni umutlar!İşte bize dayatılan da bu!
9:Aslında aynı çizginin, aynı fikrin temsilcileri, sanki farklı siyasi yapıların temsilcileri gibi sunuluyor! Bir süredir “kişileri” “lanetlemek” veya “kutsamak” tan unuttuğumuz, unutmamız istenen bir şey var: Fırka (parti) ve program!
10:İşte tam da burada, “fırka” ve programa Atatürk’ün yüklediği anlam ve değeri bilginize sunmak istiyorum. Söyledikleri o denli açık ki, yoruma dahi ihtiyaç yok! Yoksa sadece Atatürk’ün yalandan adını anmak, veya posterini sarkıtmakla olmuyor bu işler!
11: Ulu Önder’in fırka ve program hakkındaki görüşlerini aktaralım ki herkes kendi kararını versin: a)” Hakikaten memlekete hizmet etmek isteyenlerin kalbi açık olmalıdır. Açık söylemelidirler. Millet ile milleti sevk ve idare eden insanlar, açık kalple görüşmelidirler…”
12:”…Yapılacak şeyler olduğu gibi ifade olunmalıdır.Yoksa safsatalarla milleti aldatmak, fesada sürüklemek demektir. Şiarımız daima millete karşı gerçekleri ifade olmalıdır. Ve ancak bu tarz, milleti aydınlatmaya yol açabilir…”
13:”…Millete hakikati izah edenlerin kendisinin de aldanmadığına güveni olmalıdır. (M.K.Atatürk,15 Ocak 1923, Eskişehir Konuşması).b)”Belirli bir hedef lazımdır ve çalışmak için olumlu bir program olmalıdır…Aydınlatmada, kamuoyuna yol göstermede bir program yapmak lazımdır…”
14: “Mesele programdadır ve isim değişikliği ile kimseyi aldatamayız. Ortaya koyacağımız millet programı olacak.Memleketin bütününün menfaatine ait ve hizmet eden bir program yapılmalıdır.…” M.K.Atatürk,15 Ocak 1923, Eskişehir Konuşması)
15:”…Milletin ve memleketin menfaatini temin edeceğini zannettiğimiz programla ortaya atılmak ve benimle kim çalışacak ise onlara buyurun demek lazımdır” (M.K.Atatürk, İzmit Kasrı mülakatı, 16-17 Ocak 1923).
16: c) “Siyasi teşkilat, yani fırkalar ekonomik amaçlara dayanarak Başka kötü niyetlerle oluşan fırkalar, hakiki fırkalar değildir. Onlar hırs ve menfaat ve çapulcu fırkalarıdır. (M.K.Atatürk,19.1.1923, İzmit Sinemasında halkla konuşma)
17: “Efendiler, çok namuskar olunmalıdır ve şimdiye kadar işlenen hataların en büyüğü bilhassa müteşebbislerimizin, aydınlarımızın ve bilhassa ilim adamlarımızın en büyük günahı, namuskar olmamaktır. Milletin karşısında namuskar olmak, namuskar hareket etmek lazımdır…”
18: “…Milleti aldatmayacağız!Millete daima ve daima hakikati söyleyeceğiz.Belki hata ederiz. Hakikat zannederiz. Fakat millet onu düzeltsin!Kendimizi kimsenin üstünde görmeye de hakkımız yoktur…Fakat efendiler radikal yürümek ve esaslı olmak lazımdır. (19.1.1923 )
19:İşte böyle sevgili yurttaşlarım. Söylemlerinden bağımsız olarak tüm yaptıkları veya yapmadıkları, arka planı ile kim gerçekte kimdir veya kim değildir diye düşünmekte yarar var. Nitekim büyük Önder’in Nutuk’taki şu ifadesi de bunu söylemiyor mu:
20: “Efendiler, sırası gelmişken, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki,vicdanındaki öz cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an geri kalmasın!” (M.K.Atatürk,Nutuk)
21:Vicdandaki “öz cevher” ile kastedilen; türlü oyun ve müsamereler ile bize sunulup gösterilen, inanmamız istenilen değil, gerçekte olandır. Dikkat edin, siyasette hep aynı aktörler, aynı yüzler.Bir gün şu partide, bir gün diğerinde!Bazen başrol, bazen yan rol, bazense figüranlık!apımcı ve senarist aynı, hem de 85 yıldır!
Yapımcı ve senarist aynı, hem de 85 yıldır!
22:Yapımcı ve senarist aynı, hem de 85 yıldır! Lütfen herkes, sözde “aydın” nam ve hesabı altında gerçekleri gizlemeye çalışan,genel geçer doğruları dile getirme üzerinden halkı kandırmaya çalışan,”Genetiği Değiştirilmiş Aydınlar”ı(GDO)değil, Ata’sını ve vicdanının sesini dinlesin.
23:Türkiye “yeşil” ile “turuncu” arasına sıkışamaz. Mutlaka 1923 ruhundan kaynaklanan “kırmızı beyaz” renkli tam bağımsız büyük Türkiye hedefine yönelinmeli, bunun taşları döşenmelidir.
24: Bana zaman zaman şu söyleniyor: “İyi ama siz ne yapıyorsunuz, neredesiniz?” Haklılık payı var,saygı duyuyorum. Ben hep aynı yerdeyim.Ancak şu soru daha doğru olmaz mı:”Ben ne yapıyorum,ne yapabilirim, neredeyim?”.
Bizi bu kaostan sadece kuruluş ruh ve felsefesine, Atatürk çizgi ve politikaların dönmek kurtarabilir.
25:Kişiler değil, fikirler önemli. Bizi bu kaostan sadece kuruluş ruh ve felsefesine, Atatürk çizgi ve politikaların dönmek kurtarabilir.
Kaynak: https://twitter.com/umitkocasakal_/status/1634594221247320066